31 Ağustos 2012 Cuma

''TECAVÜZ'' SANATI

   Geçen gün gazete okurken, sol üst köşede en çok okunan beş haber başlığını gördüm ve görür görmez şok oldum.En çok okunanlar listesini  şehvet duyguları belirlemiş resmen, hepsi fermuarı  yalama olmuş adamların uçkur sevdasına saldırdığı genç kızların tecavüz haberi. Sonuçta haber bu, elbette okunacak ama  memlekette bu kadar halledilememiş sorun varken, neredeyse savaşın eşiğinde duruyorken tecavüz haberlerinin bu kadar fark atmasına şaşırdım doğrusu.

Aslında, hergün yarı çıplak giyinmiş insanların ekran karşısında  'koca' merakından düştükleri içler acısı hallerini hatırladıkça... ya da dizileri... tutar mı? tutmaz mı ? sorularını ortadan kaldırmanın en kolay çözümünü bulmuş zaten yapımcılar.'Ya tutmazsa' diye bir korkuları yok, hemen ünlü bir 90-60-90 kalbını almış,öpüşmesi-sevişmesi problem olmayan,izleyen erkeklere ''bu kadınsa bizimkisi ne '' deme hakkını verecek, hatta o gece eşi ile planlar yapan kadının gecesini mahvedebilecek bir kız bulunur.Yanına da uzun boylu, yakışıklı ama aslında sporla hiç alakası olmayan sırf dizide oynatılmak için 6-7 ay işkence gibi  spor yaptırılmış,bol bol baklavalar oluşturulmuş ve kızların asla gerçek hayatta ulaşamayacakları bir adam.Sonra  ateşle barut yan yana konur, hatta fitil ateşlenir.Patlama anından bir kaç saniye önce sansür uygulanır.Ancak,onun da uygulanmasına gerek yoktur aslında insanlar zaten ordan gerisini çok rahat tamamlayabiliyorlar.

Sabahtan akşama kadar bu tip erotik içerikli programlarla  insanların beynine tecavüz eden o TV kanallarının, akşamları ''REZALET'' spotu altında tecavüz haberleri yayınlaması gol sevinci gibi ''KOYDUK EĞLENİYORUZ'' demekten başka bir halt değil.Beynimizi her izlediğimiz programda ihlal eden seks unsurlarını bize empoze ederken, sonuçlarını düşünmek gerekir.

Tabii ki bu başlı başına tek bir neden olamaz, bunda Türk insanının cinsel hayatının çok iyi olmamasının da etkisi büyüktür.Ama  ''EŞEĞİN AKLINA KARPUZ SOKMAK'' diye de bir laf var, biraz daha ne izlediğimize ve izlettiğimize  dikkat etmezsek Libidolar tavan yapcak benden söylemesi!

Hakan KORKMAZ....

15 Ağustos 2012 Çarşamba

AYGÜN'E 'SAYGI'LARIMLA

Saygı, saygı , saygı .... doğduk saygı, büyüdük saygı.Ömür boyu 'saygı' kelimesini duyduk ve nihayetinde 'saygı' duyduk.Hiç bitmeyen koca bir okyanus gibidir, içinde herşeyi,herkesi barındırır.İyisine,kötüsüne,güzeline,çirkinine,doğrusuna,yanlışına....  her şeye saygı duyarız bazen

 Saygıdan babanın yanında sigara içmezsin,
 Saygıdan yaşlılara yer verirsin,
 Saygıdan büyüklerinin kalbini kırmazsın,
 Saygıdan birine 'istemiyorum' diyemezsin,
 Saygıdan sevmediğin biriyle bile zaman geçireblilrsin,
 Saygıdan susarsın bazen,
 Saygıdan eve geç gelmezsin,
 Saygıdan sırf saygından! bazen dayak bile yer, elini kaldırmazsın,
 Saygıdan yol verirsin,    

Peki bugüne kadar hiç saygıdan kalaşnikof taşıyanınız oldu mu ? yada polise, askere silah çeken?  20 yaşındaki çocuğu olan ailelerin ocağına ateş düşüren ? köyleri yağmalayan ? kaçakçılık yapan ? uyuşturucu ticareti yapan yok mu ?  mayın döşeyen ? bomba hazırlayan ?  Peki dağa adam kaldıranınız oldu mu ? adamı geç, milletvekili kaldıranınız ?  ama nasıl yapmazsınız bunları, bunlar artık saygının unsurlarından biri.

 Yalan söylemiyorum bizzat gören, yaşayan var! Milletvekili Hüseyin Aygün önceki gün bir grup PKKlı tarafından kaçırıldı, çok sürmedi  zaten ertesi gün serbest bırakıldı. Döndüğünde yaptığı '' Çok saygılı çocuklardı, ' bizi unutma abi ' dediler'' lafı saygı okyanusuna bir damla daha eklemiş oldu. Eminim ülke Milletvekili dağa kaldırıldı diye ayaklanmışken siz orda açık havada çayın,muhabbetin dibine vurmuşsunuzdur.

Nasıl oluyorda birine otobüste yer vermediğiniz zaman saygısız ilan edilirken, bütün gözler size ifşa edercesine bakarken dağa milletvekili kaldırınca saygılı olunuyor ?
Bilemeyiz tabii ki ama saygı duyacağız artık...
Hakan KORKMAZ...

8 Ağustos 2012 Çarşamba

MAHALLEDE HAVUZ VARDI DA YÜZMEDİK Mİ?

Olimpiyat madalya sıralamasında kaçıncı olduğumuzu bilmeyen yoktur herhalde ama ben yinede hatırlatıyım madalya sıralamasında ismimizi görmek için bir kaç sayfa ileri tıklamanız gerekecek çünkü malum yerdeyiz, dibe vurmuşuz,sesimiz soluğumuz çıkmıyor.Olimpiyatlarda ''dipten kum çıkarma '' branşı olsaydı  ozaman kimseye vermezdik birinciliği sanırım.

Yüzdük olmadı, atladık olmadı,fırlattık,koştuk olmadı,basketbol oynadık olmadı, ata sporumuz güreşte bile bronzu zor aldık. Sorun neydi peki ? sorumlular sporcularımız mı ? onları hazırlayanlar mı ? yoksa kaz gelicek yerden tavuk esirgeyenler mi ? Sizin için sorumlu kim bilemem ama ben  üçüncüsüne kestim faturayı.Bu sporcular nasıl hazırlanıyor olimpiyatlara ? hangi şartlarda hazırlanıyor? Tesisler yetersiz, çalışanlar yetersiz,maddi imkanlar yetersiz  haliyle madalyalar da yetersiz.

Küçükken hepimiz nasıl vakit geçirirdik? Erkekler olarak toprak bir yere kuyu kazıp misket oynardık, aramızda 3-5 kuruş toplayıp bakkaldan top alırdık.Kale yapmamız için iki taş yeterliydi bize, yada yan yana dikilmiş iki ağaç işimizi görürdü.Futbol en kolayıydı, toprakta,sokakta buldugun her boslukta oynayabılırdık. Peki kızlar ? onlar da evden 2-3 metrelik bir ip alıp sokağa çıkar ip atlarlardı, bunun için 3 kişi bile olsa yeterdi.Hatta eksik oldugu zaman ipin bir ucun ağaca,taşa takıp yine ip atlayabilirlerdi. Ama bu olimpiyat oyunları için yetmiyor işte.Yüzme havuzuna gitmek herhangi birimizin aklına gelir miydi?  yada çekiç atmak, Jimnastik yapmak ? gelmezdi, gelemezdi. Çünkü  hangimizn mahallesinde yüzme havuzu vardı ki? yada spor salonları ? tabii ki hayır. O yüzden bu ülkede spor denildiğinde insanların  aklına sadece futbol geliyor

Peki madalyaları alanlar kimler ? Avrupalı çoluk çocuk 18-19-20 yaşlarındaki gençler. Nasıl onlar başarıyor da biz başaramıyoruz ? Çok basit adamlar 5-6 yaşında başlıyorlarbu işe, teşvik ediliyorlar, tesisler var  yatırımlar sağlam. E  o  adamlar şampiyon olmasın da bizim olimpiyatın adını 14-15 yaşında öğrenmiş sporcularımız mı başarılı olsun!!

Bunca sıkıntıya karşılık başarısız olmasına rağmen gözyaşlarını tutamayan sporcularımızı aşağılamayı marifet zannediyoruz.Utanmadan başarı bekliyoruz, yetmiyor aşağılıyoruz, sosyal medyaya sakız yapıyoruz. Bravo o zaman bize böyle devam edelim, biz madalya değil diplerden kum çıkarırız, deniz kabuğu toplarız o da bize yeter

Hakan KORKMAZ....