23 Ekim 2012 Salı

ÜSTÜ KALMASIN ABİCİM!


Sorunumuz tüccarlarla ilgili olunca muhtemelen aklımıza gelen ilk terim 'para' olacaktır.O halde öncelikle paraya değinelim.Para hakkında aklımı sürekli kurcalayan iki soru var aslında:

1) Para nedir?
2) Türk esnafı/tüccarı  için ne ifade eder?

1) Para: karşılığında mal ve hizmet almaya ve vermeye; bunların ekonomik değerlerini takas etmeye yarayan üzerinde rakamsal değerler taşıyan kâğıt veya madeni ödeme aracıdır. Kısa ve basit fakat işin içine esnaf zekası girmeyegörsün...

2) Esnaf için para demek; Gece gündüz tatilsiz çalışarak,  uğruna cumalara gitmeyerek, cenazeleri kaçırarak, uyku uyumayarak, elektrik kaçırarak, süte su katarak, ekmekten çalarak, fiş kesmeyerek, zam vakti mal stoklayarak,  yüklü miktarda alacağı malzemeden yapacağı 10 lira kârı hesaplayarak, her akşam rafların altına kaçan bozuk paraları toplayarak, 'bir tanesi şu kadar ama iki tanesi bu kadar' sloganları bularak, veresiye veren ile peşin veren arasındaki farkı gösteren tabloyu duvara asarak, dışarıdan yemek söylemeyerek, bozuk param yok üstüyle sakız al diyerek, müşterinin cebinde ki parayı mümkün olduğunca minimuma indirmeye çalışarak bitkin düştüğü durumdan kurtulmasını sağlayan el emeği göz nurudur!

Hal böyle olunca ne mümkündür esnafla anlaşabilmek.Her ne kadar babam esnaf da olsa benim esnaflarla olan husumetim (hemen hemen herkes gibi) çocukluğuma dayanır;

-Mahmut abi bana 2 ekmek bir süt ama ekmeğin altı siyah olmasın annem kızıyor bir de çıtır olacakmış
+Al abicim
-Ne kadar
+ 2 lira 40 kuruş
-Al abi ( 2.50 tl)
+Hadi oradan bir de sakız al kendine...
Sakızı aldım, para üstümü bekliyordum,
-Tamam, dedi
+Abi 10 kuruş?
-Oğlum sakız aldın ya...

Diyecek bir şey bulamayıp gittiğim anlardan biridir, yol da kendi kendime söylendiğimi hatırlarım;

- Ulan ver işte para üstünü! Evde terlikle bekleyen anne seninki değil. Ne diyeceğim şimdi anneme? hem paramla alacaksam zaten kendim alırım sana ne? Ben de sanıyorum sakız ısmarlıyor bana, he madem bir şey vereceksin bir tane cips neden vermiyorsun oradan? ya annem kızarsa şimdi?

Neyse ki eve gidince anneme 2.5 lira tuttu dedim, bir şey demedi o da.Hem Mahmut yüzünden durduk yere yalan da söylemiştim anneme, o da cabası tabi.

Taksiye binerim 9 lira tutar, 10 lira veririm ve şoför gözümün içine bakar ''Üstü kalsın mı abi dercesine'' hatta o lanet 1 lira öyle derinlerdedir ki çıkmak bilmez yerinden mübarek, her şey bir anlık gaza gelip ''lanet olsun tamam sende kalsın'' demen için tasarlanmıştır aslında. Kalmasın abi! ara bul o bir lirayı. Ben sana 10 lira verip ''abi 2 tur daha atalım mı ? '' dercesine bakmıyorsam sen de bana ''Üstü kalsın mı? '' dercesine bakma abicim.

-2 kavun al 4 lira, 3 kavun al 5 liraaaa!
+Abi 2 tane versene bana
-Abi 3 tane 5 lira!
+Yok abi yiyemeyiz ziyan olur, sen 2 ver
-Abi şeker bunlar şeker yenmez mi hiç?
+Abi yenmez sen 2 ver!
-Abi Kızılırmak kavunu bu,doyamazsın yemeye!
+Allah belanı vermesin abi pazar yerinde millet gözümün içine bakmasa almayacağım hiç birini de burda rezil edeceksin sonra beni (Diyemeyiz ya la) peki abi ver 3 tane ( artık birini çöpe atacağız ama napalım).

Gibi zor durumların içinde kalmak, yani paranla rezil olmak gibi birşey bu aslında. Yapma bunu esnaf/tüccar ya da işportacı abi yapma! Az çok kafamız basıyor nerede? kime ? nasıl? bahşiş vereceğimizi, kurnazlığın lüzumu yok.Seviyeli bir satıcı-alıcı ilişkisi kurmayı denesen ne iyi olur...

Hakan KORKMAZ








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder