18 Şubat 2013 Pazartesi

BEN BU İŞİ ALIRIM

Öncelikle mailinizi yaklaşık 2 yıl önce vermiş olduğunuz bir ilandan aldığımı belirterek lafıma başlamak istiyorum. Sanırım ben gelecekte yazarlık yapmak istiyorum ve reklam metin yazarlığına büyük bir merakım ve ilgim var. Şimdi aklınıza madem bu kadar merakın var nasıl 2 yıl  boyunca ilanımızı fark etmedin? diye bir soru takılması gayet muhtemel olmakla birlikte çok acımasızca bir önyargı olur benim için. Yani aslında henüz maçın başında kendi kaleme attığım bu nefis golden sonra durumu nasıl toparlarım bilemiyorum ama bunun için çabalayacağım.Aslında özgeçmiş atacaktım fakat geçmişimin özüne bir göz attığımda size uygun bir eleman olmadığımı gördüm, ya da tamam madem biz bizeyiz yalana gerek yok geçmişimde hiç eleman olmadığımı gördüm ben. Sonuç olarak bana ihtiyacınızın olmadığının farkındayım ama ajansta her zaman boş duran bir sandalye vardır, bundan eminim. Vardır di mi? gerçi ''boş sandalye var mıdır?'' diyorum ama  hiç  sormadım, ortada bir ajans vardır umarım? yani  oturup da evde yazmıyorsunuz herhalde o kadar metni? bak ama evde yaz getir falan derseniz olmaz onu baştan söyleyeyim, yani bir odayı fazla görmeyin bana. Tamam oda biraz fazla oldu kabul, iki göz çekmecesi olan bir masa yeter bana. Ben, beni sadece ihtiyacınız olduğunda kullanmanıza müsaade edemem kusura bakmayın. Allah'a şükür aç değiliz açıkta değiliz yani, kendi ekmeğimizi kendimiz pişirebiliyoruz ama mecazen değil  gerçekten pişiriyoruz biz inanmazsınız bak. Ekmekçiyim ben sayın dünya çapındaki ajans, baba mesleği gibisi var mıdır sorarım size? varsa da bizi bulmamış şimdiye kadar.Bakın benim dedem de ekmekçi imiş, yani babam da baba mesleğini sürdürüyor o derece ekmekçiyiz yani hafife almayın bence. Aslında dedem 70'li yıllarda Alamanya'ya gitme fırsatı yakalamış hem de kalifiye eleman olarak, bi düşünün ya  Alamanya diyorum bakın Almanya değil. O yıllarda 'Alamanya' denilince insanların neler hissettiğini bi düşünün...? düşünmediniz di mi? şimdi onu bile düşünmeye üşenen birine ben iş başvurusu yapıyorum bakın, bir de bu açıdan düşünün şuan neler hissettiğimi. Neyse dedem gitmemiş ama, köyünün tezek kokusunu değişmezmiş Alaman makinelerinin gürültüsüne. Ve her seferinde '85 yasındayım, hastane yüzü görmedim çok şükür' diye başımıza kakarak ne kadar doğru bir karar verdiğini perçinlemekten alıkoymaz kendini. Ama vaktiyle gitmiş olsaydı şimdi benim size ihtiyacım olmayacaktı belki de, belki de ajansınızın olduğu bina şimdi bizimdi. O zaman da mı almazdınız işe ? alırdınız tabi ki çünkü kaz gelicek yerden tavuk esirgenmez değil mi?  siz de haklısınız menfaat dünyası işte. Ama benim kapım size her zaman açıktır aklınızda olsun, sadece ekmek yapmıyoruz biz pasta falan da var bizde. Yani düğün, nişan, doğum günü ve her türlü özel organizasyonlarınızda 'size bir telefon kadar yakınız'. Yalnız slogan nasıl ? etkileyici değil mi? tıpkı usta bir reklam metin yazarının ellinden çıkmış gibi bence. Bakın beni kullanın, değerlendirin beni, faydalanın benden yani ne diyeyim daha? yoksa vallahi gidip ekmekçi olacağım yazık olacak size de bana da. Parayı dert etmeyin aramızda üçün beşin lafı olmaz bu saatten sonra. Tek amacım CV'ye yazabileceğim international ( kelimeye dikkat! hani ingilizce biliyorum diyecek kadar kötü bir metin yazarı değilimdir. Ama şimdi düşündüm de bunu parantez içinde yazarak sanki size hakaret etmiş gibi oldum, sanki siz bunu anlayamayacakmışsınız gibi bir muamele yaptım resmen ya, afedersiniz)  bir firma olsun, bu CV'me yazacağım ilk iş olacağından çıtayı yüksek tutuyorum ki yarın bir gün bir fırına falan iş başvurusuna gidersem bana büyük faydası olur , nasıl başlarsa öyle gidermiş der hep dedem. Neyse babam çağırıyor beni ekmekleri fırında unuttum, yanmasın. Yolunuz düşerse beklerim, görüşürüz...

1 yorum: